2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirme Toplantısı Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer’in başkanlığında, Vali Seddar Yavuz’un katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Kocaeli Kongre Merkezinde düzenlenen toplantıya; Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer, Vali Seddar Yavuz, Kocaeli Milletvekilleri; İlyas Şeker, Mehmet Akif Yılmaz, Cemil Yaman, Saffet Sancaklı, Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Vali Yardımcısı Abdul Rauf Ulusoy, İlçe Kaymakamları, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen, Müdür Yardımcıları, ilçe belediye başkanları, ilçe milli eğitim müdürleri, siyasi parti temsilcileri, okul yöneticileri ve öğretmenler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen’in konuşmalarının ardından Vali Seddar yavuz yaptığı konuşmalarında; Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakanımızın ilimizi teşrifleri her şeyden önce bizleri onurlandırmıştır. Hizmet aşkımızı ve heyecanımızı arttırmıştır. Bugün özellikle eğitim yatırımları ile ilgili vermiş olduğunuz müjdeler ve hediyeler bir kez daha bizi mutlu etmiştir. Şehrim adına sizlere bir kez daha şükranlarımı arz ediyorum.” diyen Vali Yavuz herkese teşekkür etti.
Kocaeli Diğer İllere Örnek Gösterilebilecek Bir Noktada Bulunuyor
Kocaeli’nin diğer illere örnek olabilecek bir noktada olduğuna değinen Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer yaptığı konuşmalarında; “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirme Toplantısına hoş geldiniz. Sizleri sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Bugünkü İl Değerlendirme Toplantısında Kocaeli ilindeki eğitimin geldiği noktaya katkılarınızdan dolayı hepinize şükranlarımı arz etmek istiyorum. Gerçekten Kocaeli eğitimde diğer çevre illere, Türkiye’nin farklı noktalarındaki illere örnek gösterilebilecek bir noktada. Bu elbette çok uyumlu bir ekibin Kocaeli’nin eğitim meselesine ne kadar önem verdiklerinin çok somut bir göstergesi. Hepinize çocuklarımızın eğitimine yaptığınız katkılar, fedakarlıklar, emekler için en içten şükranlarımı sunuyorum.
Kocaeli’nin Eğitim Yatırımını 2 Milyar 285 Milyona Çıkardık
Kocaeli’nin yükünün ağır olduğunu vurgulayan Sayın Bakan; Bugün yaptığımız değerlendirmede Kocaeli’nin eğitim yatırımlarına ilave yatırımlar yaparak çok daha iyi noktalara taşınması için çok önemli destekler sağladık. Geldiğimiz zaman Kocaeli’de yaklaşık 960 milyonluk bir eğitim yatırımı vardı. Bugünkü İl Değerlendirme Toplantısında bu 960 milyonluk eğitim yatırımına ilave olarak 1 milyar 325 milyonluk yatırımı daha ilave ederek Kocaeli ilinin eğitim yatırımını 2 milyar 285 milyona çıkardık. Öncelikle bu yatırımların Kocaeli ilimize hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah bundan sonraki ziyaretlerimiz de de bohçalarımız dolu olarak geleceğiz. Mevcut yatırımlarımızı çok daha iyi noktalara taşıyacağız. Kocaeli gerçekten ağır yük taşıyor. Çok hareketli bir kavşak noktasında, sürekli göç alan bir yer. Onun için Milli Eğitim Bakanlığı olarak odak noktalarımız olan illerin başında geliyor. İnşallah bundan sonraki süreçte ziyaretlerimize daha sık gelerek çalışma arkadaşlarımızla birlikte Kocaeli’nin eğitim yatırımlarını çok daha iyi noktaya taşıyacağız.
153 Milyon Ders Kitabını Ücretsiz Olarak 81 İl 922 İlçedeki Tüm Okullarımıza Dağıttık
2022-2023 Eğitim Öğretim yılında ilk kez tüm sınıf kademelerinde öğrencilere yardımcı kaynaklar ulaştırdıklarını belirten Sayın Bakan; 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılına çok yoğun hazırlıklarla başladık. 17 Haziran’da 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılını kapattıktan bir hafta sonra İstanbul’da tüm okul yöneticilerimizi toplayarak bir değerlendirme toplantısı yaptık. Aslında bu toplantılar bir dertleşme toplantıları. Milli Eğitim Bakanlığı olarak nereden nereye geliyoruz, nereye doğru yolculuğumuz var, hangi eğitim politikalarını yürürlüğe sokacağız bunları kapsamlı bir şekilde değerlendirme, istişare etme imkanına sahip olacağız. İnşallah bundan sonraki gittiğimiz tüm illerde de okul yöneticilerimizle bir araya gelerek merkezdeki eğilimin taşradaki yayılımını, kapsamını yerinde görebilme ve değerlendirme imkanına sahip olacağız. Ders kitaplarını 19 yıldan beri eğitimde fırsat eşitliğini merkez alan bir yönetim olarak öğrencilerimize ulaştırmaya ve öğrencilerimizin eğitim öğretim materyali ile ilgili bütün ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyoruz. Bu senede bu hassasiyetle çalışmalarımız devam etti. 153 milyon ders kitabını ücretsiz olarak 81 il 922 ilçedeki tüm okullarımıza siz değerli okul yöneticilerimizin destekleriyle dağıttık. Bu sene ilk kez bu alanda yenilik yaptık. Yıllardan beri eğitim sistemimizde kronik bir problem olan yardımcı kaynak problemini çözmek için Milli Eğitim Bakanlığının Covid-19 salgınından sonra öğrencilerimizin öğrenme kayıplarını telafi etmek için başlatmış olduğu süreci taçlandırarak Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi 2022-2023 Eğitim Öğretim yılında ilk kez tüm sınıf kademelerinde öğrencilerimize yardımcı kaynakları ulaştırdık. 153 milyon ders kitabına ilave olarak 160 milyon yardımcı kaynağı da ilk kez öğrencilerimize ulaştırdık.
Sağlıklı ve Güvenli Bir Okul İklimiyle Görevlerinizi Yapmanız İçin Her Türlü Desteği Sağlayacağız
Milli Eğitim Bakanlığı olarak her daim eğitim camiasının yanlarında olduklarını belirten Bakan Özer; Okullarımızın en temel problemi olan temizlik ile ilgili ilk kez okulların açılmasını beklemeden 60 bin temizlik elemanını tüm okullarımıza gönderdik. Ama en önemli hamleyi her okulun kendi bütçesi olması gerektiği yaklaşımının yürürlüğe girmesiyle birlikte tüm okullara uygulandı. İlk kez 57 bin 108 okulumuzun tamamına temizlik, kırtasiye, küçük onarım ve donatım ihtiyaçlarını karşılamak için 5,5 milyar TL okullarımıza bütçe gönderdik. Buradaki amacımız; son 20 yılda eğitime devasa yatırım yapan ve eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranını %90’ın üzerine çıkarmak için bütçeden en büyük payı Bakanlığımıza veren bir hükümetin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların ihtiyacını karşılamaktan aciz kalması mümkün değildir. Bunu göstermek ve okul yetkililerimizi siz değerli arkadaşlarımızı hiç kimseye muhtaç etmeden dimdik ayakta durarak okulun tüm ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında ilk kez Bakanlık olarak sizlere destek verdik. Biliyorsunuz ki temel eğitimde okullara bütçe gönderilmiyordu. Bu sıkıntıları ortadan kaldıralım ve en önemlisi eğitim sistemimizin içerisindeki bağış, okula kayıt ücreti, okulun temel ihtiyacının giderilmesi ile ilgili eksiklikleri sanki Milli Eğitim Bakanlığı karşılayamıyormuş gibi devleti aciz gösteren güruhu ortadan kaldıralım diye bu bütçeyi gönderdik. İnşallah bundan sonrada göndermeye devam edeceğiz. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak her daim yanınızda olacağız. Tüm ihtiyaçlarınızı gidererek sağlıklı ve güvenli bir okul iklimiyle görevlerinizi yapmanız için her türlü desteği sağlayacağız.
Beşeri Sermayenin En Önemli Enstrümanı Eğitimdir
Türkiye’nin tüm noktalarına eğitim yardımlarının ulaştırıldığını belirten Bakan Özer; 20 yılın muhasebesini yapmamız gerekiyor. Bir ülkenin en kalıcı sermayesi beşeri sermayesidir. Rekabet gücünü artıran en önemli, sağlıklı ve sürdürülebilir sermayesi insan kaynağı, beşeri sermayesidir. O sermayenin güçlendirilmesindeki en önemli enstrümanda eğitimdir. Onun için bugün rekabet etmiş olduğumuz ülkelerin çoğunluğu 2. Dünya Savaşından sonra 1950-1960’lı yıllarda eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranını %100’e ulaştırmışlardır. İlkokul hariç bu bizde 2000’li yıllarda çok kötüydü. 5 yaştaki okullaşma oranları %11, ortaokullardaki okullaşma oranı %44, ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı %39,2, yükseköğretimdeki okullaşma oranları %14 idi. Madem bir ülkenin en kıymetli sermayesi beşeri sermayesi ise neden bu sermaye nitelikli bir şekilde eğitimle buluşturulamadı? Neden 70 yıl gecikme yaşandı? Son 20 yılda eğitimdeki bu seferberlikle derslik sayıları artırılarak, yeni okullar yapılarak ve belde ve şehir ayrımı yapılmaksızın Türkiye’nin tüm noktalarına eğitim yardımları ulaştırıldı. 20 yıl gibi kısa sürede sonuçlar ortaya çıktı. Sadece eğitimde evrenselleşme, kitleselleşme evresi yaşanmadı. Aynı zamanda eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bu ülkede eğitimin önünde baş örtüsü engeli vardı. Bu ülkede kat sayı zulmü uygulandı. İmam hatip liselerinin ve meslek liselerinin yükseköğretime erişimine ulaşımını kısıtlayan uygulama 12 yıl uygulandı. 1999 yılında yürürlüğe girdi, 2012 yılında zorla kaldırılabildi. Amaç akademik olarak başarılı öğrencilerin imam hatiplerden ve meslek liselerinden uzaklaştırılmasıydı.
Bugün 1,5 Milyon Çocuğumuz Ücretsiz Yemek Yiyor
Son 19 yılda 750 bin öğretmen atamasının yapıldığını belirten Sayın Bakan; Bu ülke Müslüman bir ülke ve Müslüman bir coğrafyadayız. Bu gönül coğrafyasının vatandaşlarının İmam Hatip’e gitmeyen çocuklarının da peygamberin hayatını, Kuran’ı Kerim’i, dini bilgileri öğrenme hakkıyla ilgili ilk kez seçmeli ders hakkı bu dönemde getirildi. Bugün eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili konuşanlar, eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili hiçbir şey yapmazken dünya kadar sosyal politika uygulandı. Çocuğunu okula vermek için devletin yıllardan beri ailelere ödemiş olduğu miktar şartlı eğitim yardımıdır. Pansiyonlar, taşımalı ücretsiz eğitim, ücretsiz yemek desteği veriliyor. Bugün 1,5 milyon çocuğumuz ücretsiz yemek yiyor. Burslar, ücretsiz ders kitapları, yardımcı kaynaklar veriliyor. Bugün gelinen noktada 19 milyon 150 bin öğrencinin olduğu, 1,2 milyon öğretmenin olduğu devasa bir eğitim sistemine sahibiz. Bir eğitim sistemindeki öğrenci sayısını artırabilirsiniz. Eğer kalite bu artırımla birlikte yükselmezse o büyüme sağlıklı bir büyüme değildir. OECD grubu 15 yaş grubunda öğrenci sayısını en fazla artıran ülke Türkiye olmasına rağmen matematik ve fen okur yazarlığında puanı en yükselten 1. Ülke Türkiye’dir diyor. Demek ki büyüme ile kalite arasında hiçbir sorun yok. Bugün öğretmen başına düşen öğrenci sayısı OECD ortalamasına ulaştı. Son 19 yılda 750 bin öğretmen ataması yapıldı. Bununda bir kahramanı var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a eğitime vermiş olduğu tüm bu destekler için ülkemizin beşeri sermayesine yapmış olduğu bu yatırımlar için ve açıklanan Türkiye yüzyılının tohumlarını son 20 yılda attığı için en içten şükranlarımızı arz ediyoruz.
Okul Öncesi Eğitim, Eğitimde Fırsat Eşitliğinin Bam Telidir
Eğitimdeki eşitsizliklerin lisede ortaya çıktığını belirten Sayın Bakan; Eğitimde erişim sorunu çözüldükten sonra Bakanlık olarak 3 noktaya eğildik. Birincisi okul öncesi eğitim seferberliği. Eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi. Bunun için iki alt başlık kullandık. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarının OECD ortalamasına getirilmesi. Okul öncesi eğitim, eğitimde fırsat eşitliğinin bam telidir. Eğitimdeki eşitsizlikler lisede ortaya çıkıyor ama kaynağı okul öncesi. Hatta okul öncesinin de öncesi. Okul öncesinin öncesine müdahale edemeyiz ama okul öncesine müdahale edebiliriz. Tüm Türkiye’de okul öncesini yaygınlaştırabiliriz. Göreve geldiğim zaman 2782 tane anaokulu vardı. Sayın Emine Erdoğan hanımefendinin himayesinde bir proje başlattık. 3 bin tane yeni anaokulu yapacağız dedik. Bir yıl geçti ve 2050 tane anaokulu yaptık. 15 bin 500 tanede anasınıfı yaptık. Herhangi bir okulda boş bir sınıf varsa hemen anasınıfına dönüştürdük ki erişimi artıralım. Atmış olduğumuz bu adımla Ağustos 2021’de 3 yaştaki %9 olan oranı şuanda %14’e çıkardık. 4 yaştaki %16 olan okullaşma oranını %35’e çıkardık. 5 yaştaki %65 olan okullaşma oranını %97’ye çıkardık.
Kitap Sayısını 85 Milyona Çıkarttık
Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendireceğiz diyen Sayın Bakan; Eğitim sistemimizin en eksik kalan kısmını da 2023’e girerken tamamlamış olacağız. Okul öncesi eğitim ile ilgili çalışmalara baktığımız zaman geçmişte hep bilişsel becerilerin arttırıldığından bahsedilirdi am son zamanlarda değişti. Son zamanlardaki bağlamsal çalışmalara baktığımız zaman ana vurgu şu; okul öncesi eğitime devam eden bireylerin eğitimde geçirdiği süre, istikrarda kaldığı süre okul öncesi eğitim almamış bireye göre çok daha fazla. En önemlisi suça karışma oranı da o nispette düşmüş. Biz eğitim öncesine yaptığımız yatırımla sadece eğitimde fırsat eşitliğini düşürmeyeceğiz, aynı zamanda çok daha sağlıklı bireyler yetiştireceğiz. Ne için? Türkiye yüzyılı için. Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için attığımız ikinci adım okullar arası imkan farklarını azaltmaktır. İstedik ki 57 bin 108 okulumuzun mümkün olduğu kadar tamamı aynı imkanlara sahip olsun. Bunun yine ilk başlangıcını Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi ile başlattık. 26 Ekim 2021 tarihinde kütüphanesiz okul kalmayacak dedik ve kısa bir sürede 16 bin 361 tane yaptık ve 2021 yılı sonu itibariyle bu ülkede kütüphanesi olmayan tek bir okul kalmadı. Kitap sayısını kısa bir sürede 28 milyondan 85 milyona çıkarttık ve yıl sonu hedefimiz 100 milyon yapmaktır.
10 Bin Tane İlkokul ve Ortaokulu Bakımdan Geçirdik
Meslek eğitimde 1000 okul projesini yaptık diyen Sayın Bakan; Meslek liselerinin içerisindeki en dezavantajlı olan 1000 okulu seçerek o okullara pozitif ayrımcılık yaptık. Büyük küçük onarım, laboratuvar, öğretmen eğitimi, öğrenci eğitimi, ailelerine destekler. Temel eğitimde 10 bin okul projesini başlattık. 10 bin tane ilkokul ve ortaokulu tamamen bakımdan geçirdik. 4 milyar bütçe aktardık. 2023 yılında da ortaöğretimde 10 bin okul projesine başlayacağız. Yani tüm liseleri elden geçireceğiz demektir. Çivi çakılmayan tek bir lise kalmayacak. Amacımız bulunduğu bölgeden bağımsız olarak tüm bu ülkenin vatandaşlarının çocuklarının aynı eğitim öğretim ortamına sahip olmasını sağlamaktır yani eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmektir. 2. öncelikli alan mesleki eğitimdir. Bu ülkenin kalkınma hamlesini sekteye uğratmak için uygulamaya soktuğu kat sayı uygulamasını 2012 yılında kaldırıldıktan sonra geçmiş milli eğitim bakanlarımız, bürokratlarımız, okul yöneticilerimiz, il yöneticilerimiz mesleki eğitimi ayağa kaldırmak için birçok proje yaptılar, çok çaba sarf ettiler. Biz iki tane dokunuş yaptık.
Meslek Liseleri Covid-19 Sürecinde Kurtuluş Savaşı Ruhuyla Devletinin ve Milletinin Yanında Olduklarını Gösterdiler
Sayın Bakan konuşmaların devamında ise şunları kaydetti; Mesleki eğitimde 2 kanaldan eğitim veriyoruz; bir meslek liseleri, ikincisi mesleki eğitim merkezleri. Mesleki eğitim merkezleri haftada bir gün okulda 4 gün işletmede gerçek iş ortamında yapılan bir eğitim. Bizdeki geleneksel çıraklık, kalfalık, ustalık eğitimine karşılık geliyor. Bizim geçmişimizde var, ahilik kültürümüzde var olan bir gelenek. Meslek liselerinde yaptığımız hamle sektörün tüm temsilcilerinin eğitimin tüm süreçlerine dahil edilmesi oldu. Madem iş gücü piyasasına biz eleman yetiştiriyoruz, o zaman müfredatı birlikte güncelleyelim öğrencilerin işletmede beceri eğitimini, atölye laboratuvar öğretmelerimizin iş başında mesleki eğitim gelişmelerini birlikte planlayalım ama istihdamda öncelik olsun. Bu hamle ve ilave olarak meslek liselerindeki üretim kapasitesinin arttırılması döner sermaye kapsamındaki üretim kapasitesinin arttırılmasının hamlesi ile meslek liseleri bir anda kabul göremeye başladı. Artık akademik olarak başarılı olan öğrenciler meslek liselerini seçmeye başladılar. Ankara Fen Lisesine giden öğrenciden daha fazla puan alan öğrenci Aselsan Mesleki teknik Anadolu Lisesine gitti. 2019 yıllarında üretim kapasitesi 200 binli bantlardaydı, 2021 yılında 1 milyar 162 milyon ile kapattık. Eğer mesleki eğitim kapasitesini arttırmamış olsaydık Covid-19 salgın sürecini Türkiye’nin bu kadar kolay atlatabilmesi mümkün değildi. Hatırlayın o maskelerin, dezenfektanların, tek kullanımlık önlüklerin, yüz koruyucu siperlileri gibi malzemeleri meslek lisesindeki kara gün dostu öğretmenleri ve öğrencileri ürettiler ve ihtiyacı olan tüm noktalara ulaştırdılar. Ne olacak bu meslek liseleri halinden, acı günde, herkesin can derdine düştüğü günde aynı kurtuluş savaşı ruhuyla devletinin ve milletinin yanında olduğunu gösterdiler.
2022 Yılında 8 Bin 300 Tane Tescil Aldık
Sayın Bakan; Ar-Ge ve inovatif yaklaşımları devreye soktuk. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla 55 Ar-Ge merkezini meslek liselerimizde açtık. Meslek liseleri patent kaydı alınmadan marka tasarım tescili almaya başladılar. Bu yaklaşımızı tüm okullarımızda yaygınlaştırmaya başladık. Milli Eğitim Bakanlığının son 10 yıldaki tescil sayısı 2.9’dur. 2022 yılında 8 bin 300 tane tescil aldık. Biz ülke olarak rekabet gücümüzü arttırmak istiyorsak girişimci ruhlu gençler yetiştirmemiz gerekiyor. Bununda yolu fikri mülkiyet ve sınai haklardan geçiyor. Biz temel eğitimde, orta öğretimde bu kültürü güçlendirdikçe ülkemiz kendisini çok daha iyi hissedecek, geleceğe umutla bakacaktır. Meslek liseleri ihracat yapmaya başladı. En son İstanbul’da bir meslek lisemiz üretmiş olduğu kağıt havluyu Fransa’ya ihracat ettiler, dün uğurlama törenine katıldım. Güzel olan şey şuydu; kağıt havluyu sadece üretmekle kalmamış, kağıt havluyu üreten makineyi de onlar ürettiler.
Mesleki Eğitim Merkezlerinin Mezun Olanların İstihdam Oranı %88’dir
Meslek liselerinin istihdamdaki yerini değerlendiren Sayın Bakan; Sayın Cumhurbaşkanımız açıklamıştı 1 milyon çırak kalfa, 1 milyon gencimizi meslek eğitim merkezileriyle buluşturma hedefine inşallah Kasım ayının ortasında ulaşmış olacağız. Hatta yıl sonunda 1 milyonu da geçeceğiz. Demek ki sahadaki probleme kulak verip, rasyonel bir çözüm yolu üretildiği zaman hiçbir sorun kalmıyor. Yıllardan beri çırak bulamıyorum, kalfa bulamıyorum, usta bulamıyorum diye söylenirken şimdi herkes mutlu. Hatta diyor ki devlet; ‘işletmeni aç, çırağı ben gönderiyorum, asgari ücretin 3’te birini ben veriyorum, iş kazalarına ve hastalıklarına karşı da sigortasını ben üstleniyorum. Mesleki eğitim merkezlerinin mezun olanların istihdam oranı %88’dir. O %88’in eğitim aldığı işletmedeki istihdam oranı %75’dir. Bu açmış olduğumuz kapı ile küçük ve orta ölçekli işletmeler için özellikle çok kritik olan çırak, kalfa ve usta problemini inşallah kökünden çözmüş olacağız.
Bir Eğitim Sistemi Öğretmeni Kadar Güçlüdür
Öğretmenlere ilişkin yapılan hamle hakkında açıklamalarda bulunan Sayın Bakan; 3. hamlemiz öğretmenlerimizle ilgili. Öğretmenlerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerini çok boyutlu desteklemektir. Bir eğitim sistemi öğretmeni kadar güçlüdür. Öğretimine ne kadar yatırım yaparsa o eğitim sisteminin kalitesi o kadar artar, toplum da o kadar güçlü olur. İki yaklaşım geliştirdik; 1.’si öğretmenlerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerine özel önem vererek oradaki kapasiteyi arttırmak yani okul temelli mesleki gelişim programını başlattık. Siz ne istiyorsanız, öğretmenlerimiz hangi eğitimi istiyorsa onun bütçesini göndermek. Bu seneki bütçe 292 milyon bunun 210 milyonunu okullara gönderdik. 2.’si; öğretmenlik meslek kanunu. Burası problemlerin yaşandığı bir alan oldu. Birincisi 3600 hakkı, bunu alan ilk meslek grubu öğretmenler oldu. İkincisi kariyer sistemi inşa edelim. Hiçbir kota sınırlaması yapmadık. Sanki biz sınavla öğretmenin yeterliliğini ölçüyormuşuz gibi bir manipülasyon ortaya çıktı. Öğretmenin yeterliliğini ölçmek kimin haddine ki. Bu isteğe bağlı bir kariyer sistemidir, zorunlu değildir. Şuna emin olun sizi bizden daha fazla seven hiç kimse olmaz. Sizin derdinizle dermanlanan, sizin koşullarınızın iyileştirilmesi için gece gündüz demeden çırpınan hiç kimseyi bulamazsınız. Eğer eğitim alanında veya atandığı alanda tezli yüksek lisans yapmışsa uzman öğretmende 10 yıl bekleme süresini 5 yıla düşüreceğiz. Eğitim alanında yada atandığı alanda doktora yapmışsa doğrudan baş öğretmenliğe getireceğiz. Biz sahaya sürekli kulak veriyoruz. Sürekli birlikte süreçleri iyileştirmeye çalışıyoruz. Ama kimse gölge etmesin. Biz okul yöneticilerimizle, öğretmenlerimizle tüm sorunların üstesinden geliriz ve çözüldüğünü de gösterdik. 1 yıllık sürede koymuş olduğumuz hedeflerin her birini adım adım gerçekleştiriyoruz. Bundan sonrada gerçekleştireceğiz. Çünkü bizim bu ülkenin problemlerini çözme sevdamız, aşkımız var. Biz para için çalışmıyoruz. Biz insanların yaşantısına güzellik katmak için çalışıyoruz. Bu kritik coğrafyanın dimdik ayakta kalabilmesi için çalışıyoruz. Tüm emekleriniz, çabalarınız, gayretleriniz için hepinizi tek tek kutluyorum. Başarılar diliyorum. 2022-2023 eğitim öğretim yılının başarılı ve huzurlu geçmesini diliyorum” diyen Sayın bakan tüm eğitim camiasına çalışmalarında kolaylıklar diledi.